merhaba, 14 yaşında henüz liseye yeni geçmiş bir kızım. Bir kardeşe ve birbirini sevmeyen bir aileye sahibim. Annem her zaman bizim MÜKEMMEL olmamız için çabalar. Babam ise arka planda tabiri caizse BABA ROLÜNÜ oynar ki zaten sık sık bu yüzden kavga ederler. Çoğu kez boşanma raddesine gelip vazgeçtiler. Ama bu kavgaların çoğunluğunu ve şiddetini değiştirmedi. (Ortada fiziksel bir şiddet yok olmaz da) Ki bu durumdan ben ve kardeşimde haliyle fazlaca etkileniyoruz. Ben ilk çocuk olduğum için üstümde çok duruldu. Sürekli en iyi ben olmalıymışım gibi bir imaj sergilenmem istendi. Ve benim beynim sadece bu yönlü düşünmeye başladı. Herhangi bir şeyde başarısız olduğumda eskiden bunu yüzüme göstermezken şimdi açık açık yüzüme vuruyorlar. Nasıl yapamazsın, kapasiten var vs vs. Akademik anlamda hep başarılı bir çocuktum. Ancak bu ve daha da artan baskılara dayanamayıp lise sınavında tr derecesi yapabilecekken stresten yapamadım. Ki bunun kırgınlığını atlatamadıklarına eminim. Babam bana asla bu konularda güvenmez, arkamda olmaz ancak annem gereğinden fazla destekler. Sınav senemde türlü sıkıntılar yaşadım. Bunların etkisi hala geçmedi. Ancak 8 yaşımdan bu yana hep aileme yaranmak, onların gözüne girmek, övülmek ve sürekli sevildiğimi hissetmek istedim. En ufak bir şeyi yanlış yaptığımda aşağılandım, yargılandım vs vs. Ve tüm bunları yaşadığım için sinirlenip ağladığımda annem durmayıp örneğin teyzeme beni olayları kendi açısından pozitifleştirip anlatır ve ben bi azar da teyzemden yerim. Küçük yaşlardan beridir (8 yaşından bu yana) anlık duygu durum değişimleri. Bunlar bir günün tamamı hiperaktif, sürekli konuşan etrafa neşe saçan, özgüvenli biri olurum. Diğer gün belki de dünün akşamından depresif, çökmüş, dokunsan ağlayacak, keyifsiz, umutsuz bir ruh halinde oluyorum. En ufak bir işi, bir sınavı çözerken bile YA YAPAMAZSAM düşüncesi beni bırakmıyor. Kaygılanma gibi değil ama bu düşünce o an o işi yaparken yine beni bulursa diye tedirgin oluyorum hem de çok. DAHA 9 -10 YAŞLARINDA HİÇ BİR ŞEY BİLMEZKEN İNTİHAR KELİMESİNİ ÖĞRENDİM VE KENDİMİ NASIL ÖLDÜRÜRÜM DİYE ARATTIĞIMI HATIRLIYORUM. Bu derece kötüydüm. Her ağladığımda NEDEN BEN çağrışlarım dün gibi aklımda. Bu intihar konusu düzenli ters giden işlerim ve depresif ruh halim sonucunda bir kurtuluş gibi geliyor. Ailem zaten baskıcı. Her şeyime, her arkadaşıma ama bakın akla ne gelirse her şeye karışırlar. Ve ekstradan bu beni istemediğim birine dönüştürdü Bir ortama girdiğimde yanımda biri yoksa asla ama asla konuşamam, hareket dahi edemem. Örneğin düğünlerde yanımda annem olsa bile kalkıp birinden bir şey isteyemem. O an insanların düşünceleri beni yönetiyor gibi geliyor. Ve evet maalesef ki insanların düşüncelerini (çoğunu) önemseyen biriyim. Bir işi yaparken göğüste ağrı, durmayan kalp çarpıntısı,içimde ateş varmışcasına yanma hissi el ve ayakta titreme, terleme gibi durumlar da söz konusu. Çok uzattım farkındayım ancak son bir şey eklemek istiyorum ki o da beslenme bozukluğuyla ilgili. Yazın başından beri keyifsiz bir haldeyim. Bu keyifsizlik vücudum hakkındaki yorumlamama da vurdu. Kilolu ve çirkin biri olarak tanımlamaya başladım kendimi. Anneannem, teyzem, annem, babam sürekli ZAYIFLA, ŞİŞMANSIN, BEN SENİN YAŞINDA ŞÖYLEYDİM BÖYLEYDİM şeklindeki yorumlarıyla beni çıldırttılar. Başta önemsemedim ancak kendim de böyle düşünmeye başlayınca kafamda bir takım şeyler oturmaya başladı. Sevilmeye değer biri olduğumu düşünmüyorum, bir şeyleri hak ettiğimi düşünmüyorum ve bunun gibi daha neler neler… Hepsi bir araya gelmişken zayıflama evresi bana mantıklı gelmişti. İlk zamanlar tek öğün, akşam yemeği şeklinde beslendim. Bunun yanında günde 2 saat kardiyo yaptım. Çok yoruldum başta ancak bu sürecin ben istemesem de devamı geldi. İşin asıl kırılma noktası kalori hesaplama yapmaya başlayınca oldu. Önüme bir tabak yemek koysalar gramı gramına kalorisi sayabilirim. Bununla birlikte yediğim şeyleri tamamen kesmeye, oruç niteliğine getirmeye karar verdim. Bu kararım temmuz ayında gerçekleşti. Ve hâlâ devam etmekte. Şu sıralar okul olduğundan sporu aksatıyorum. (Başlamadan önce her gün yürüyüş+kardiyo çalışması yapmaktaydım ki bu ritim bozukluklarına yol açıyor ancak durduramıyorum.) Bu yüzden kendime ciddi yeme kısıtlaması getirerek bu işi çözmeye karar verdim evet durum normal değil ama yeme bozukluğu denir mi bilmiyorum bu yüzden yazmak istedim. Ağzıma bir lokma bir şey atsam gün boyu perişan oluyorum. Kahve benim için öğün haline geldi. Başlarda kusmayı denedim ancak bunun sonucunda boğazım feci tahriş oldu ve ben yemezsem kusmam düşüncesiyle bu hale geldim. Her sabah uyanır uyanmaz tartıdayım, akşam eve gelir gelmez tartıdayım. Bu döngüden de yoruldum. Şu ana kadar 7 kilo verdim ama sürekli verip aldığım için düzende durmuyor. Ailem, çok güzel kilo verdin, fiziğin daha güzel olmuş dese de bana öyle gelmediği için kendimi durduramıyorum. Ve şuan her aynaya bakışımda bacakları kalın birini görmek istemediğim için vermeye devam ediyorum. Sonu nereye varacak ne yapacağım bilmiyorum. Şu sıralar neredeyse her gün ağlıyorum mekan farketmeksizin. Her kahkahanın içinde bir damla göz yaşı var diyerek dışım gülse de içim kan ağlıyor diyorum. Derste bir anda ağlama istediği geliyor. Gözlerimden yaşlar süzülüyor sonra bir anda bir şeye gülmeye başlıyorum ama dozunu kaçırarak. Ve artık çok yoruldum. Psikolojik yardım almak istediğimi söyledim ancak ailem kendi sorunlarımı kendimin çözebileceğini söyleyip duruyor ama gerçekten dayanamıyorum. En başından beri ailemin dahi beni sevmediğini düşünüyorum. Bu düşünceler ergenliktendir diye düşünmüyorum çünkü 8 yaşından beri diye bahsediyorum. Kesinlikle şu rahatsızlığa sahibim demem. Ki zaten bilmiyorum. Öyle belirtilere bakıp da teşhis koyan biri değilim. Ancak sitedeki testler yardımıyla bu kanıya vardım. Rica ediyorum okumadan geçmeyin 1 satır bile olsa yazın, gerçekten hiç iyi hissetmiyorum. Detaya kaçıp boş yaptıysam affola… SEVGİLER
kaygi-bozuklugu-sikinti-stres-yeme-bozuklugu-depresyon
Cevabınız